Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in Geleceği Konferansı”nda konuşuyor
AK Parti Filistin’in Geleceği Konferansı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gazze’den sonra şimdi de Lübnan’a uzanan soykırım politikası, insanlığın siyonizmi tanımasına sebep oldu” dedi.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında bir yıl geride kaldı.
AK Parti, “Filistin’in Geleceği Konferansı” düzenledi. Oturumlara birçok akademisyenler, STK temsilcileri ve yabancı konuklar katıldı.
Oturumlarda Filistin’in geleceğinde siyasetin, parlamentonun ve uluslararası hukukun rolünün ele alındı.
“SİYONİZMİN GERÇEK YÜZÜNÜ ORTAYA ÇIKARDI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde Filistin’in Geleceği Konferansı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
Filistin meselesinin konuşulmaksını özellikle içinden geçtiğimiz bu kritik dönemde tüm yönleriyle ele alınmasını çok önemli buluyoruz. Mazlumlarla dayanışma içindeyiz.
Geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar Filistin meselesini tekrar gündeme taşıdı.
50 bin masumun hayatına mal olan Filistin halkına olan zülmü bir kez daha tüm dünyanın dikkatine getirdi. Şimdi de Lübnan’a uzanan İsrail’in soykırım politikası, insanlığın siyonistizmin gerçek yüzüyle tanışmasına da vesile oldu.
BM Güvenlik Konseyi ile uluslararası örgütlerin İsrail’in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük acze düştüklerini hep beraber yüzümüz kızararak takip ettik. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, camiler, okullar vuruldu. Sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı.
“DEVLET DEMEM”
Söz konusu Filistin olunca, Gazzeli Lübnanlı mazlumlar olunca nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine, nasıl 3 maymunu oynadıklarına yine sizlerle birlikte şahitlik ettik.
360 kilometrekarelik daracık alana sıkıştırdıkları 2 milyon insana her türlü zulmü reva gördüler. Her ne kadar dünya İsrail vahşetine 7 Ekim’den sonra gözlerini açmış olsa da Filistin halkı bu zulmü on yıllardır yaşıyor. İsrail’in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Esasında Filistin’de kan, gözyaşı, zulüm hiçbir zaman dinmedi.
İsrail devleti 1948 yılında kuruldu. Buna devlet dersem yanlış olur. İlk adımı böyle atıldı. Filistin halkının gözünde 14 Mayıs 1948 büyük bir felaket demekti. İsrail güçleri Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi sürgün etti. Filistinlilere ait 675 köyü ve kasabayı yok etti. Binlerce Filistinliyi öldürdü.
İsrail, Filistin topraklarının yüzde 85’ini işgal etmiş durumdadır. İsrail, milyonlarca Filistinliyi göçe zorlamıştır. Sadece Nekbe’de sürgün edilen Filistinli sayısı 1 milyona yaklaşıyor. Bugün dünya genelinde evlerine dönmeyi hasretle bekleyen, hatta zorla çıkarıldıkları evlerinin anahtarını saklayan 6 milyonu aşkın Filistinli mülteci bulunuyor. İllegal yerleşimcilerin sayısı, gasp ettikleri Filistin toprağı her yıl katlanarak büyüyor.
İNSANİ YARDIM
İsrail’in yıldırma politikasıyla sürekli sürüklenen insanlar büyük trajedi yaşıyor. Gazze’ye kış mevsiminden önce daha fazla insani yardım ulaştırılması noktasında uluslararası toplumun daha fazla gayret sarfetmesi gerekiyor.
Kendi personelinin hakkını korumayan bir Birleşmiş Milletler, başkalarının hakkını nasıl savunacak? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bölgemizin kan deryasına dönmesini, Gazze’de sivillerin diri diri yakılmasını daha ne kadar seyredecek?
Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
“9,5 MİLYARLIK TİCARET HACMİNDEN VAZGEÇTİK”
Gazze’deki katliama en güçlü tepkiyi gösteren bununla yetinmeyip İsrail’e somut tedbirler alan tek devletiz. Önce 54 kalemde ardından da bütün kalemlerde İsrail ile ticari ilişkiyi durdurduk. 9,5 milyarlık ticaret hacminden sarfı nazar ettik.
İnsani yardımların toplam miktarı 54 bin tonu aştı. Türkiye, Gazze’ye en fazla yardIm ulaştıran ülkedir.
Elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız. Milletimiz boykot ve protesto gösteriyle katliama tepkisini ortaya koyuyor. Tüm imkansızlıklara rağmen vatan topraklarını kahramanca savunan Filistin halkının yanında sapasağlam duruyoruz ve duracağız.